- kirli çamaşır
- family skeleton, skeleton in the closet, skeleton in the cupboard
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
kirli çamaşır — is. 1) Kirlenmiş giyecek 2) mec. Yasal olmayan, saklı, gizli iş Ablasının kirli çamaşırlarını herkesten iyi bilir ama ablası da onun kumar borçlarını öder. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kirli çamaşırlarını ortaya dökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır — is., Far. cāmeşūy 1) İç giysisi Çamaşırı ile yarı açık duran bacakları kan içindeydi. M. Ş. Esendal 2) Kirli eşyaları yıkama işi Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kirli — sf. 1) Leke, toz vb. ile kaplı, pis, murdar, mülevves Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi. P. Safa 2) Aybaşı durumunda bulunan (kadın) 3) mec. Toplumun değer yargılarına aykırı olan Bu isim bana bir zamanlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır sepeti — is. Kirli veya yıkanmış çamaşırların içinde toplandığı sepet … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabun — is., Ar. ṣābūn 1) Kirli ve yağlı şeyleri temizlemekte kullanılan, türlü yağlarla alkaliler birleştirilerek yapılan madde 2) Bu maddenin kalıp durumunda olan biçimi Birleşik Sözler sabun ağacı sabun balığı sabunhane sabunköpüğü sabun otu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayış gibi — 1) sert, koparılmayan Kayış gibi et. 2) çok kirli Kayış gibi çamaşır … Çağatay Osmanlı Sözlük